Bu raporla, sürdürülebilirlik yönetişimi konusunda bir rehber kitap sunmakla birlikte, Küresel Sürdürülebilirlik Liderleri’nin sürdürülebilirlik çalışmalarına nasıl yaklaştıklarına dair paylaştıkları iyi uygulamalara dayalı olarak kurumlara öğrenme fırsatı da sağlıyoruz. Sürdürülebilirlik yönetişiminin her bir kategorisi için ayrıntılı inceleme, iyi uygulama örnekleri ve tavsiyeleri raporun ilgili bölümlerinde bulabilirsiniz.

Önsöz

Sürdürülebilirlik raporu yayınlayan şirketlerin sayısı her geçen yıl artarken, bu raporların kalitesi de artıyor. Ortak bir temelde buluşmaya ve bütünleşmeye başlayan sürdürülebilirlik raporlama standartları çeşitli paydaşların karar alma süreçleri için daha faydalı hale geliyor. Buna rağmen kaydedilen ilerleme, bugün dünyamızın karşı karşıya olduğu kolektif zorlukların üstesinden gelebilmek için hâlen yeterli değil. Her sene, İsviçre yüz ölçümü büyüklüğünde 30.000 kilometrekare orman yok olmaktadır. Yılda 1.000’den fazla hayvan türünün nesli tükenmekte ve yüzyılın sonuna kadar 1 milyon türün nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalması beklenmektedir. İklim değişikliğine bağlı yaşanan kuraklık, yangın ve sel afetleri giderek daha şiddetli hale gelmekte ve dünya genelinde yaşamsal ihtiyaçları, sağlığı ve zorunlu yer değişikliğini olumsuz etkilemektedir. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre, 2023 yılında yaklaşık 120 milyon insan yer değiştirmek ve göç etmek zorunda kalacak. Sürdürülebilir olmayan kalkınma nedeniyle dünyanın mevcut ve gelecek nesilleri için insan refahını sürdürebilme kapasitesi süratle azalıyor. Çevresel ve toplumsal zorlukların ele alınması açısından dünya için kritik öneme sahip on yıllık bir dönem içindeyiz.

Dünyanın içinde bulunduğu duruma tüm açıklığıyla ve şefkatle bakmaya ve iklim değişikliği, ekolojik yıkım, artan eşitsizlik ve yolsuzluk ile ilgili acilen çözülmesi gereken sorunlara çözüm üretmek üzere harekete geçmeye ihtiyacımız var. Aramızdaki karşılıklı bağlılığın farkına varmak için kolektif bir uyanışa ve insan kaynaklı hasarın çevre ve toplum üzerindeki etkilerini tersine çevirmek için kolektif eylemlere ihtiyaç duyuyoruz. Her türlü yaşam biçimine değer verilen ve saygı duyulan yenileyici ve canlandırıcı bir kültür yaratmak için tüm paydaşlar bu çözümün bir parçası olmalı.

Kasım 2022’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP27, iklim eylemi bakımından oldukça önemli bir gelişmeydi. Konferans, ülkelerin küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerle (1,5 °C) sınırlandırma taahhütlerini yeniden teyit eden bir dizi kararı kabul etmesiyle sonuçlandı. Bu konferans, iklim eylemine karşı çözüm yolları geliştirmek ve iş birliği yapmak üzere ülkeler, işletmeler, yatırımcılar, kanun koyucular ve hassas gruplardan 45.000 katılımcıyı bir araya getirdi. Söz konusu gelişmelere rağmen, Birleşmiş Milletler’in (BM) yayımladığı son iklim raporu, iklim değişikliği adlı saatli bombayı durdurmak için ciddi bir atılım yapılması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. BM Genel Sekreteri António Guterres’in de ifade ettiği üzere, “COP27 çok fazla ödev ve kısıtlı bir zaman ile sona eriyor – dünyamızın her bir köşesinde iklim eylemi yapılması gerekiyor – her şey, her yerde, aynı anda.”

2023 yılı şubat ayında düzenlenen IFRS Sürdürülebilirlik Sempozyumu küresel işletmeleri, yatırımcıları ve karar alıcıları Montreal’de bir araya getirmiş ve yatırım kararlarını yönlendirecek sürdürülebilirlik uygulamalarına yönelik uluslararası standartları tartışmıştır. Konferansın ilk iki bölümü (genel gereklilikler ve iklimle ilgili bilgilendirme gereklilikleri) 2023 yılının ortalarında yayımlanacak olan IFRS Sürdürülebilirlik Standartları ile ilgili güncellemelerin aktarılmasına odaklanmıştır. Paydaşlar ayrıca, sürdürülebilirlik raporlamasına ilişkin ortak bir çerçevenin uluslararası düzeyde benimsenmesini hızlandırmak için sürdürülebilirliğe ilişkin raporlamaya yönelik kapasite geliştirme girişimlerine duyulan ihtiyacı da ele almıştır. Konferansta, bu yıl gerçekleştirdiğimiz araştırmanın ilk sonuçlarının yanı sıra sürdürülebilirlik bağlamında yönetişimin önemine ilişkin bir de makale paylaştık.

Şirketlerin, karar alıcıların, yatırımcıların ve tüketicilerin harekete geçmesi ve iş birliği yapması, söz konusu çeşitli küresel zorlukların üstesinden gelmek üzere karar alma süreçlerimizi dönüştürme aşamasında kilit rol oynar. İş dünyasının iklim değişikliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na yönelik eylemleri gittikçe hızlanmakla birlikte yeterli değildir. Şirketlerin sürdürülebilirlik çalışmalarının nasıl ele alınacağı konusunda ise anlayışımızın değişmesi gerekiyor: Yaptıklarınızın iyi olduğunu göstermek ve olumsuz reklamlara karşı kendimizi korumak adına seçici ve savunmacı bir yaklaşım benimsemek yerine, fark yaratabilecek fırsatlara odaklanmak ve tüm değer zinciri üzerinde oluşturulabilecek potansiyel etkinin sorumluluğunu sahiplenmek.

Bunların arasında Yönetim kurullarının ve üst yönetimin sürdürülebilirlik konusunda beceri, altyapı ve sorumluluk sahibi olmasını sağlamak, sürdürülebilirlik hususunda rehberlik ve gözetim sağlayacak yönetişim mekanizmaları inşa etmek ve şirket, tedarik zinciri ve ekosistem için önemli sürdürülebilirlik meselelerine ilişkin titiz hedefler belirlemek, odaklanmanız gereken başlıklar arasında yer almalıdır. Bunlara ek olarak, şirketler stratejilerini şekillendirmek için amaç odaklı, paydaş merkezli modeller oluşturmalı ve hedeflere ulaşmak için sürdürülebilirlik yolculuğu boyunca sürekli gelişmeyi ve iş birliğini kendine felsefe edinmelidir.

Gerçekten bir değişim yaratmak istiyorsak, sürdürülebilirliğin yönetişimine öncelik vermemiz gerekir. ÇSY (çevresel, sosyal ve yönetişim), sürdürülebilirlik etkisinin ayrı bir boyutu olarak yönetişime sınırlı bir bakış açısını göstermektedir. Ayrı bir etki alanından ziyade yönetişim, ekonomik, çevresel ve sosyal etkileri olan tüm karar ve eylemler karşısında nasıl rehberlik ve gözetim sağlandığına ilişkin bir çerçevedir. Yönetişime ilişkin mevcut raporlama uygulamaları yolsuzlukla mücadele gibi konuları esas alırken, daha önemli bir odak noktası olan sürdürülebilirliğin nasıl yönetildiği, yani sürdürülebilirlikle ilgili kararların nasıl alındığını tanımlayan sorumluluklar ve sistemler üzerinde durulması gerekmektedir. Burada Yönetişim’in merkezi ve kapsayıcı bir başlık olarak tanımlanması ve bütünleşik bir anlayışla resmin tamamına bakılması gerekir.

Bu yıl, Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi (SGS) başlıklı araştırmamızın 4. yılı. 2019’dan bu yana, dünyanın en iyi şirketlerinin sürdürülebilirlik konusunda yönetişim yaklaşımlarına dair bir temel referans noktası oluşturmak ve dünyanın geri kalanına takip edebilecekleri örnekler sunmak amacıyla 7 ülkeden 200 Küresel Sürdürülebilirlik Lideri’nin finansal ve sürdürülebilirlik verilerini yönetişim merceğinden inceliyoruz. Farklı sektör ve coğrafyalardaki şirketlerin sürdürülebilirlik performansları farklılık göstermekle birlikte, sürdürülebilirlik çalışmalarındaki yönetişim yaklaşımları herkes için önemli bakış açıları sunmaktadır.

Şirketlerin sürdürülebilirlik yönetimi uygulamalarını benimsemelerinin aciliyeti konusunda hiçbir şüphe yok. Her geçen gün artan bir ivmeyle daha fazla şirket sürdürülebilirlik alanında gelişme kaydediyor. Her ne kadar belirli bir ilerleme kaydedilmiş olsa da bu şirketlerin daha fazla gelişme kaydetmek için inisiyatif almaları ve geride kalanların da sürdürülebilirlik yaklaşımlarını bir adım öteye taşımaları büyük önem taşımaktadır.

Bu araştırma ile amacımız, sürdürülebilirlik alanındaki küresel liderlerden öğrenmeyi hızlandırarak dünyanın içinde bulunduğu durumu iyileştirmektir. Burada, Sürdürülebilirlik alanında hem yeni şirketler hem de küresel liderler tarafından kullanılabilecek bir çerçeve öneriyoruz. Bu çerçeveyi, hedeflememiz gereken bir ideal olarak öneriyoruz – bu bir süreç, zaman alacaktır. Ancak zamanımız azalıyor ve hızlı hareket etmek zorundayız. Sürdürülebilirlik yolculuğuna ve raporlama uygulamalarına yönetişim merceğinden bakmak, bir şirketin olgunluk düzeyini değerlendirmesine ve bunu en iyi gerçekleştiren şirketlerin en başarılı uygulama örneklerinden yararlanarak kendi yolculuğunu tasarlamasına imkân tanır.

Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi’nin, iş dünyasının Küresel Sürdürülebilirlik Liderleri’nden öğrenmesini hızlandırarak, daha iyi bir dünya için katkı sağlayacağını umuyoruz.

Gizem Argüden Oskay